A
ALES / SONBAHAR 2008
Diğer sayfaya geçiniz.
33
38. Yazar, kafasındakini kâğıda döktükten sonra işi bitmiş
saymamalı; yazısını bir kez, bir kez daha, gerekirse
birkaç kez daha başkasının yazısını okuyormuş
gibi okumalı. Böylece, her okuyuşta dalgınlıktan, dikkatsizlikten
kaynaklanan yanlışları görüp düzeltecek,
düşünme ve araştırma yetersizliklerini tamamlayacak,
gerekli olmayan kısımları çizip atacaktır. Kısacası her
yazar yazısını gün ışığına çıkarmadan önce döne döne
denetlemelidir.
Bu parçaya göre, yazı yazmayla ilgili olarak önerilenler
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Eleştirel bir gözle inceleme
B) Eksikleri giderme, fazlalıkları çıkarma
C) Tekrar tekrar okuma
D) Okurlardan gelebilecek tepkileri önemseme
E) Hatalarını en aza indirmek için çaba harcama
39. Günümüzde hiçbir müzede ve koleksiyonda yer almayan
Türk sazı “çeng”, yeniden hayat buldu. Bir
sanatçımız, uzun araştırmalar sonucunda, 15. ve 16.
yüzyıl Osmanlı ve İran minyatürlerindeki çeng modellerinden
ve 15. yüzyıl Türk şairi Ahmed-i Dai’nin mesnevisi
“Çeng-nâme”den yararlanarak çengi nasıl yapacağını
öğrendi, kullanma tekniğini geliştirdi. Arap
sazlarına benzeyen bir çalgı olan, çalınırken diklemesine
tutulan ve her makamda akordu değiştirilen
çeng, 16. ve 17. yüzyıllara ait parçaların günümüze
ulaşmasına katkıda bulundu.
Bu parçada çeng ile ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Nasıl bir müzik aleti olduğuna
B) Ne zaman ortadan kalktığına
C) Yapımında kullanılan bilgilerin nerelerden alındığına
D) Hangi dönemlere ait yapıtların seslendirilmesini
sağladığına
E) Nasıl çalınacağıyla ilgili bilgiye
40. Yabancı dil öğreniminde sözlüklerin ayrı bir yeri vardır.
Bir sözlükte, her zaman kullanılan yaygın sözcüklerin
bulunması, bunların değişik anlamlarının örneklerle
açıklanması, söyleyiş ve vurgulama düzeninin
gösterilmesi, açıklamaların doğru ve anlaşılır bir dille
yapılması gerekir. Kullanımdaki sözlüklerin önemli
eksiklerinden biri, sözcüklerin Türkçe açıklamalarındaki
özensizliktir. Açıklamalar çoğu kez Arapça-Farsça
karışımı sözcüklerle yapıldığından bunları anlamak
zordur.
Bu parçadan yabancı dil sözlükleriyle ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Yeni bir dil öğrenirken önemli olduğu
B) Ne gibi özellikler taşıması gerektiği
C) Sözcüklerin kökenleri hakkında bilgi verdiği
D) Açıklamalarda kullanılan yabancı sözcüklerin
anlamada güçlük yarattığı
E) Sağlam bir Türkçeye dayandırılması gerektiği
41. Müzelerin, genellikle şehir merkezinde, insanların yoğun
olarak bulunduğu yerlerde olmasını bekleriz. Oysa
Japonya’daki Miho Müzesi, bir dağın tepesine kurulmuş.
Müze, Kyoto şehir merkezinin 30 km kadar
dışında. Şehir merkezinden müzeye ulaşım düzenli
olarak yapılıyor. Miho Müzesi’nin koleksiyonu, müzenin
kurucusunun eskiden Japon çay törenlerinde kullanılan
eşyaları biriktirmesiyle başlıyor. Asya ve Batı
kültürlerine ait eserleri içeren müze koleksiyonu, 2
binden fazla parçadan oluşuyor. Ayrıca düzenli olarak
dönemsel sergilere de yer veriliyor. Böylece ziyaretçiler
her seferinde yaklaşık 250-500 kadar yeni eser
görme olanağı buluyor.
Bu parçada Miho Müzesi’yle ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Alışılmışın dışında bir yerde kurulduğuna
B) Ziyaretçiler için ulaşım olanaklarının sağlandığına
C) Farklı yapıtların da sürekli görülebileceğine
D) Sergilenen eserlerin bir kısmının neler olduğuna
E) Görülmesi gereken sayılı müzeler arasında yer
aldığına
A
ALES / SONBAHAR 2008
Diğer sayfaya geçiniz.
34
42. Ah, küçük, yemyeşil bir bahçem olsaydı! Duvar dibine
ortancalar dikerdim; pembeli, mavili… Çünkü, ortancalar
gölgeyi sever. Sonra toprak saksılar almak gerekirdi,
küpe, sardunya, yılbaşı çiçekleri, çeşit çeşit
kaktüsler ve bir de kauçuk fidanı yetiştirmek için. Sulak
yerleri seven, narin Japon şemsiyeleri de kuyunun
ya da fıskiyeli mermer havuzun yanına… Cennet gibi
bir bahçe yaratma fikri, bazen bir tutku hâline gelebiliyor,
bunun insanoğlunun hiç değişmeyen isteği olduğunu
bilmeden…
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Karşılaştırmalarla anlatım somutlaştırılmıştır.
B) Benzetme yapılmıştır.
C) Anlatanın duygularına yer verilmiştir.
D) Neden ve sonuç bildiren cümleler kullanılmıştır.
E) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
43. Hepiniz roman yazabilirsiniz. Edebiyat nedir biliyorsanız,
anlatma gücünüz varsa, çevreyi ve insanı ilgilendiren
sorunları biliyorsanız, dünyadaki roman örneklerinin
en güzellerini ve en başarılılarını bir sınava
girecekmiş gibi okuyup incelemişseniz, en son olarak
da romancı doğmuşsanız… O zaman hepiniz roman
yazabilirsiniz. Ama bir şey daha gerekli: Kimseye
benzememek, kendiniz olabilmek…
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi roman
yazabilmenin koşulları arasında yer almaz?
A) Özgün olma
B) Toplumsal sorunlara karşı duyarlı olma
C) Dili iyi kullanabilme
D) Biçimsel özellikleri ön plana çıkarabilme
E) Okuduklarını kılı kırk yararak değerlendirme
44. Kelebek gözlemciliği, son yıllarda kuş gözlemciliği
kadar ilgi duyulan bir hobi hâline geldi. Zengin kelebek
türleriyle Türkiye, sayıları giderek artan yerli ve
yabancı kelebek gözlemcileri, doğa fotoğrafçıları ve
böcek bilimciler için Avrupa’nın önemli gözlem alanlarından
biri durumunda. Kelebeklerin farklı türlerini
bir arada görmek için onların yaşam alanlarını ziyaret
etmek gerekir. Çoruh Vadisi ve özellikle vadideki Kan
Deresi kelebek popülasyonu açısından zengindir.
Kaçkar Dağları ve Barhal Deresi de adeta birer
kelebek cennetidir. En meşhur gözlem bölgesiyse
Fethiye’deki Kelebekler Vadisi’dir. Yaklaşık 85 tür
gündüz ve gece kelebeğine ev sahipliği yapan vadinin
en popüler kelebeği, temmuz ve ağustos aylarında
uçan Kaplan kelebeğidir.
Bu parçada kelebeklerle ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) İlgilenenlerin sayısının arttığına
B) Doğal dengenin bozulmasından en çok onların
etkilendiğine
C) Ülkemizde çok çeşitli türlerinin yaşadığına
D) Bir yere özgü türün bir özelliğine
E) En çok nerelerde görülebileceğine
45. “Tiyatronun asıl amacı dünyaya ayna tutmaktır.” diyen
ALES / SONBAHAR 2008
Diğer sayfaya geçiniz.
33
38. Yazar, kafasındakini kâğıda döktükten sonra işi bitmiş
saymamalı; yazısını bir kez, bir kez daha, gerekirse
birkaç kez daha başkasının yazısını okuyormuş
gibi okumalı. Böylece, her okuyuşta dalgınlıktan, dikkatsizlikten
kaynaklanan yanlışları görüp düzeltecek,
düşünme ve araştırma yetersizliklerini tamamlayacak,
gerekli olmayan kısımları çizip atacaktır. Kısacası her
yazar yazısını gün ışığına çıkarmadan önce döne döne
denetlemelidir.
Bu parçaya göre, yazı yazmayla ilgili olarak önerilenler
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Eleştirel bir gözle inceleme
B) Eksikleri giderme, fazlalıkları çıkarma
C) Tekrar tekrar okuma
D) Okurlardan gelebilecek tepkileri önemseme
E) Hatalarını en aza indirmek için çaba harcama
39. Günümüzde hiçbir müzede ve koleksiyonda yer almayan
Türk sazı “çeng”, yeniden hayat buldu. Bir
sanatçımız, uzun araştırmalar sonucunda, 15. ve 16.
yüzyıl Osmanlı ve İran minyatürlerindeki çeng modellerinden
ve 15. yüzyıl Türk şairi Ahmed-i Dai’nin mesnevisi
“Çeng-nâme”den yararlanarak çengi nasıl yapacağını
öğrendi, kullanma tekniğini geliştirdi. Arap
sazlarına benzeyen bir çalgı olan, çalınırken diklemesine
tutulan ve her makamda akordu değiştirilen
çeng, 16. ve 17. yüzyıllara ait parçaların günümüze
ulaşmasına katkıda bulundu.
Bu parçada çeng ile ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Nasıl bir müzik aleti olduğuna
B) Ne zaman ortadan kalktığına
C) Yapımında kullanılan bilgilerin nerelerden alındığına
D) Hangi dönemlere ait yapıtların seslendirilmesini
sağladığına
E) Nasıl çalınacağıyla ilgili bilgiye
40. Yabancı dil öğreniminde sözlüklerin ayrı bir yeri vardır.
Bir sözlükte, her zaman kullanılan yaygın sözcüklerin
bulunması, bunların değişik anlamlarının örneklerle
açıklanması, söyleyiş ve vurgulama düzeninin
gösterilmesi, açıklamaların doğru ve anlaşılır bir dille
yapılması gerekir. Kullanımdaki sözlüklerin önemli
eksiklerinden biri, sözcüklerin Türkçe açıklamalarındaki
özensizliktir. Açıklamalar çoğu kez Arapça-Farsça
karışımı sözcüklerle yapıldığından bunları anlamak
zordur.
Bu parçadan yabancı dil sözlükleriyle ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Yeni bir dil öğrenirken önemli olduğu
B) Ne gibi özellikler taşıması gerektiği
C) Sözcüklerin kökenleri hakkında bilgi verdiği
D) Açıklamalarda kullanılan yabancı sözcüklerin
anlamada güçlük yarattığı
E) Sağlam bir Türkçeye dayandırılması gerektiği
41. Müzelerin, genellikle şehir merkezinde, insanların yoğun
olarak bulunduğu yerlerde olmasını bekleriz. Oysa
Japonya’daki Miho Müzesi, bir dağın tepesine kurulmuş.
Müze, Kyoto şehir merkezinin 30 km kadar
dışında. Şehir merkezinden müzeye ulaşım düzenli
olarak yapılıyor. Miho Müzesi’nin koleksiyonu, müzenin
kurucusunun eskiden Japon çay törenlerinde kullanılan
eşyaları biriktirmesiyle başlıyor. Asya ve Batı
kültürlerine ait eserleri içeren müze koleksiyonu, 2
binden fazla parçadan oluşuyor. Ayrıca düzenli olarak
dönemsel sergilere de yer veriliyor. Böylece ziyaretçiler
her seferinde yaklaşık 250-500 kadar yeni eser
görme olanağı buluyor.
Bu parçada Miho Müzesi’yle ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Alışılmışın dışında bir yerde kurulduğuna
B) Ziyaretçiler için ulaşım olanaklarının sağlandığına
C) Farklı yapıtların da sürekli görülebileceğine
D) Sergilenen eserlerin bir kısmının neler olduğuna
E) Görülmesi gereken sayılı müzeler arasında yer
aldığına
A
ALES / SONBAHAR 2008
Diğer sayfaya geçiniz.
34
42. Ah, küçük, yemyeşil bir bahçem olsaydı! Duvar dibine
ortancalar dikerdim; pembeli, mavili… Çünkü, ortancalar
gölgeyi sever. Sonra toprak saksılar almak gerekirdi,
küpe, sardunya, yılbaşı çiçekleri, çeşit çeşit
kaktüsler ve bir de kauçuk fidanı yetiştirmek için. Sulak
yerleri seven, narin Japon şemsiyeleri de kuyunun
ya da fıskiyeli mermer havuzun yanına… Cennet gibi
bir bahçe yaratma fikri, bazen bir tutku hâline gelebiliyor,
bunun insanoğlunun hiç değişmeyen isteği olduğunu
bilmeden…
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Karşılaştırmalarla anlatım somutlaştırılmıştır.
B) Benzetme yapılmıştır.
C) Anlatanın duygularına yer verilmiştir.
D) Neden ve sonuç bildiren cümleler kullanılmıştır.
E) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
43. Hepiniz roman yazabilirsiniz. Edebiyat nedir biliyorsanız,
anlatma gücünüz varsa, çevreyi ve insanı ilgilendiren
sorunları biliyorsanız, dünyadaki roman örneklerinin
en güzellerini ve en başarılılarını bir sınava
girecekmiş gibi okuyup incelemişseniz, en son olarak
da romancı doğmuşsanız… O zaman hepiniz roman
yazabilirsiniz. Ama bir şey daha gerekli: Kimseye
benzememek, kendiniz olabilmek…
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi roman
yazabilmenin koşulları arasında yer almaz?
A) Özgün olma
B) Toplumsal sorunlara karşı duyarlı olma
C) Dili iyi kullanabilme
D) Biçimsel özellikleri ön plana çıkarabilme
E) Okuduklarını kılı kırk yararak değerlendirme
44. Kelebek gözlemciliği, son yıllarda kuş gözlemciliği
kadar ilgi duyulan bir hobi hâline geldi. Zengin kelebek
türleriyle Türkiye, sayıları giderek artan yerli ve
yabancı kelebek gözlemcileri, doğa fotoğrafçıları ve
böcek bilimciler için Avrupa’nın önemli gözlem alanlarından
biri durumunda. Kelebeklerin farklı türlerini
bir arada görmek için onların yaşam alanlarını ziyaret
etmek gerekir. Çoruh Vadisi ve özellikle vadideki Kan
Deresi kelebek popülasyonu açısından zengindir.
Kaçkar Dağları ve Barhal Deresi de adeta birer
kelebek cennetidir. En meşhur gözlem bölgesiyse
Fethiye’deki Kelebekler Vadisi’dir. Yaklaşık 85 tür
gündüz ve gece kelebeğine ev sahipliği yapan vadinin
en popüler kelebeği, temmuz ve ağustos aylarında
uçan Kaplan kelebeğidir.
Bu parçada kelebeklerle ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) İlgilenenlerin sayısının arttığına
B) Doğal dengenin bozulmasından en çok onların
etkilendiğine
C) Ülkemizde çok çeşitli türlerinin yaşadığına
D) Bir yere özgü türün bir özelliğine
E) En çok nerelerde görülebileceğine
45. “Tiyatronun asıl amacı dünyaya ayna tutmaktır.” diyen